اَلتَّهَلُّلُ [et-tehellul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bişr ve sürûrdan yüz gülüp ışımak maʹnâsınadır; yukâlu: تَهَلَّلَ الْوَجْهُ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve şimşek çakmakla sehâb aydınlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَهَلَّلَ السَّحَابُ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve gözyaşı sapır sapır akmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَهَلَّلَتِ الْعَيْنُ إِذَا سَالَتْ بِالدَّمْعِ
اَلتَّهَلُّلُ [et-tehellul] (fethateynle ve lâm-ı evvelin zammı ve teşdîdiyle) Şol buluttur ki onun berkı yaldıraya; yukâlu: تَهَلَّلَ السَّحَابُ بِبَرْقِهِ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve
تَهَلُّلٌ [tehellul] Bir kimsenin ferahından yüzünde tarâvet müşâhede olunmağa dahi derler; yukâlu: تَهَلَّلَ وَجْهُ الرَّجُلِ مِنْ فَرَحِهِ Ve
تَهَلُّلٌ [tehellul] Göz yaşı akmağa dahi derler; yukâlu: تَهَلَّلَتْ دُمُوعُهُ أَيْ سَالَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı