اَلتَّهَشُّمُ [et-teheşşum] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) إِنْهِشَامٌ [inhişâm] maʹnâsınadır; yukâlu: هَشَّمَهُ فَتَهَشَّمَ Ve müteʹaddî olur, kırıp ufatmak maʹnâsına; yukâlu: تَهَشَّمَهُ إِذَا كَسَرَهُ Ve bir adama taʹzîm ve ikrâm eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَهَشَّمَ فُلَانًا إِذَا أَكْرَمَهُ وَعَظَّمَهُ Ve nâkanın memesini sağmak ʹalâ-kavlin bütün avuçla sağmak maʹnâsınadır; yukâlu. تَهَشَّمَ النَّاقَةَ إِذَا حَلَبَهَا أَوْ هُوَ الْحَلْبُ بِالْكَفِّ كُلِّهَا Ve rüzgâr kuru otluğu hurd haşhâş ve berbâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَهَشَّمَتِ الرِّيحُ الْيَبِيسَ إِذَا كَسَّرَتْهُ Ve rahm ve şefkat niyâz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَهَشَّمَهُ إِذَا اسْتَعْطَفَهُ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; yukâlu: تَهَشَّمَ عَلَيْهِ أَيْ تَعَطَّفَ Ve hayvân zebûnlayıp nâ-tüvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَهَشَّمَتِ الْإِبِلُ إِذَا خَارَتْ وَضَعُفَتْ
اَلتَّهَشُّمُ [et-teheşşum] (fethateynle ve şîn’in zammı ve teşdîdiyle) Şefkat etmek; yukâlu: تَهَشَّمَ عَلَيْهِ فُلَانٌ إِذَا تَعَطَّفَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı