el-cenderet ~ اَلْجَنْدَرَةُ

Kamus-ı Muhit - الجندرة maddesi

اَلْجَنْدَرَةُ [el-cenderet] (دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezninde) Yazılmış ʹatîk yâhûd âb-zede ve fersûde makûlesi hatt üzerine kalem gezdirip tecdîd ve ıslâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَنْدَرَ الْكِتَابَ إِذَا أَمَرَّ الْقَلَمَ عَلَى مَا دَرَسَ مِنْهُ Ve kumaşın fersûde olan nakş u nigârını iʹâde eylemek maʹnâsınadır, gerek nakşını ıslâhla ve gerek perdâhtla olsun. Bu münâsebetle ütülemeğe dahi ıtlâk olunur; yukâlu: جَنْدَرَ الثَّوْبَ إِذَا أَعَادَ وَشْيَهُ بَعْدَ ذَهَابِهِŞârih der ki جَنْدَرَةٌ [cenderet] kelimesi bu maʹnâda Fârisîden muʹarreb zann olunur. Fi’l-vâkiʹ جَنْدَرَه [cendere] Fârisîde raht-mâl taʹbîr olunan âlete denir ki onunla kumaş perdâht ederler. Bu münâsebetle mücellid cenderesine de ıtlâk olunmuştur. ʹArab taʹrîb ve tasarruf eylemek gayr-i garîbdir. Ve Ebû Ḵirṡâfe Cendere b. Ḣayşene sahâbîdir.

Vankulu Lugatı - الجندرة maddesi

اَلْجَنْدَرَةُ [el-cenderet] (ʹalâ-vezniاَلدَّحْرَجَة [ed-daḩrecet]) Kitâbın mahv olan yerlerine kalem yürütmek; yukâlu: جَنْدَرْتُ الْكِتَابَ إِذَا أَمْرَرْتَ الْقَلَمَ عَلَى مَا دَرَسَ مِنْهُ لِيَتَبَيَّنَ Ve bunun gibidir kaçan bezin nakşı bozuldukta iʹâde eylesen. Sâhibü’l-kitâb Cevherî eydür: Ben zann ederim ki bu muʹarreb ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı