اَلْحَيَاءُ [el-ḩayâ΄] (ḩâ’nın fethi ve elifin meddiyle) Tevbe ve rücûʹ maʹnâsınadır; yukâlu: حَيِيَ مِنْهُ حَيَاءً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَابَ Ve utanmak, şerm maʹnâsınadır; yukâlu: حَيِيَ مِنْهُ إِذَا احْتَشَمَ
اَلْحَيَاءُ [el-ḩayâ΄] (ḩâ’nın fethi ve elifin meddiyle) Utanmak, Ebû Zeyd rivâyeti üzere; tekûlu: حَيِيتُ مِنْهُ أَحْيَا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اسْتَحْيَيْتَ Ve fiʹl-i mâzînin cemʹinde حَيُوا dersin, nitekim خَشِيَ kelimesinin cemʹinde خَشُوا dersin. Sîbeveyhi eyitti: حَيُوا den iltikâ΄-i sâkineynden ötürü yâ hazf olundu, zîrâ vâv cemʹ-i sâkinedir ve yâ hareketi zamme oldu,ضَرَبُوا nun yâ’sı mazmûm olduğu gibi ve yâ üzerine zamme sakîl olduğu tahfîf olunmakla ictimâʹ sâkineyn lâzım gelmeğin tahfîf olunduktan sonra bâkî kalan yâ li-ecli’l-vâv mazmûm kılındı. Ve baʹzılar حَيُّوا dediler teşdîdiyle kelimeyi idgâm üzerine terk etmekle. Ve
حَيَاء [ḩayâ΄] Nâkanın fercine dahi derler.Nüsah-ı Cevherî’de فَرْجُ نَاقَةٍ bedeline رَحِمُ نَاقَةٍ düşmüştür, galattır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı