اَلْحَيُّ [el-ḩayy] (ḩâ’nın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) ve
اَلْحَوَايَةُ [el-ḩavâyet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) Bir nesneyi cemʹ ve ihrâz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَوَاهُ يَحْوِيهِ حَيًّا وَحَوَايَةً إِذَا جَمَعَهُ وَأَحْرَزَهُ
اَلْحِيُّ [el-ḩiyy] (ḩâ’nın kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) ve
اَلْحَيَوَانُ [el-ḩayevân] (fetehâtla) ve
اَلْحَيَاةُ [el-ḩayât] (ḩâ’nın fethiyle) ve
اَلْحَيٰوةُ [el-ḩayât] (vâv’ın sükûnuyla yaʹnî yâ’nın fethiyle ki vâv elif bedelidir, lâm-ı fiʹl değildir; ehl-i Yemen صَلَاةٌ [ṡalât] ve زَكَاةٌ [zekât] ve حَيَاةٌ [ḩayât] makûlesinde vâv ile resm ederler, Muṡḩaf-ı İmâm’da dahi vâv ile mersûmdur, hemân üç mahalde elifle mersûmdur) Bunların mecmûʹu da dirliğe denir ki mevt mukâbilidir; yukâlu: بِهِ حِيٌّ وَحَيَوَانٌ وَحَيَاةٌ وَحَيٰوةٌ أَيْ نَقِيضُ الْمَوْتِ
اَلْحَيُّ [el-ḩayy] (ḩâ’nın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) Cemʹ etmek; tekûlu: حَوَاهُ يَحْوِيهِ حَيًّا إِذَا جَمَعَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı