اَلدَّأْظُ [ed-de΄ż] (dâl’ın fethi ve hemzenin sükûnuyla) Doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَأَظَ الْإِنَاءَ دَأْظًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا مَلَأَهُ Ve yarayı sıkıp deşmek maʹnâsınadır; yukâlu: دَأَظَ الْقُرْحَةَ إِذَا غَمَزَهَا Ve semirmek maʹnâsınadır; yukâlu: دَأَظَ فُلاَنٌ إِذَا سَمِنَ Ve bir kimseye gayz ve kîn eylemek maʹnâsınadır, yukâlu: دَأَظَ فُلاَنًا إِذَا غَاظَهُ
اَلدَّأْظُ [ed-de΄ż] (dâl’ın fethi ve hemzenin sükûnuyla) Boğmak; yukâlu: دَأَظَهُ يَدْأَظُهُ دَأْظًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا حَنَقَهُ Ve
دَأْظٌ [de΄ż] Kırbayı doldurmağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı