اَلْخَيْفَقَانُ [el-Ḣayfeḵân] (زَعْفَرَانٌ [zaʹferân] vezninde) Seyyâr nâm kimsenin lakabıdır ki müteʹayyenân-ı ʹArabdan ʹAvf. b. Ḣalîl’in birâderi ʹUveyf’i katl eylemekle ʹAvf’ın havfından Ubġuvân nâm mahalle doğru başını alıp firâr eyledi. Esnâ-i râhta ʹAvf’ın ʹamm-zâdesine tesâdüf eylemekle cihet-i seyrinden istifsâr eyledikte kıssayı nakl eyledi. Ve ʹacele ile piyâde ve bî-zâd u nevâ çıkmış olmakla mezbûr ona rahm ve riʹâyetle müstashabı olan iki nâkanın birini ve tûşesinin nısfını iʹtâ edip yoluna ʹazîmet eyledi. Bir mikdâr müfârakat eyledikten sonra Ḣayfeḵân fî zâtihi gaddâr olmakla dönüp ʹale’l-gafle mezbûr üzere seyfle hamle ve katl ve nâka-i uhrâ ile bakiyye-i zâdını dahi alıp Ubġuvân’a doğru rû-be-râh oldu. Vusûlünde hâtif-i gaybîden işbu: “ظُلْمُكَ الْمُنْصِفَ جَوْرُ ||فِيهِ لِلْفَاعِلِ بَوْرُ” neşîdesini istimâʹ eyledikten sonra yine taraf-ı hâtiften bir sehm-i sehm-nâk zuhûr ve gadrının cezâsına mazhar eyledi. Min-baʹd “ظَلَمَ ظُلْمَ الْخَيْفَقَانِ” ve “ظُلْمٌ لاَ كَظُلْمِ الْخَيْفَقَانِ” kelâmları mesel oldu. Fıkra-i ûlâ cümle-i fiʹliyye ve sâniye ismiyyedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı