اَلزَّرَجُونُ [ez-zerecûn] (zâ’nın ve râ’nın fethiyle قَرَبُوسٌ [ḵarabûs] vezninde) Üzüm asmasına, ʹalâ-kavlin çubuklarına denir. Ve bâdeye denir, خَمْرٌ [ḣamr] gibi. Ve baʹzı kayalarda vâkiʹ hüdâyî oyma çukurlarda birikmiş duru ve sâfî yağmur suyuna denir. Cevherî bu lügati vehmine mebnî nûn bâbında zikr eylemiştir, veznini faʹalûl zann eylemiştir, belki vezni faʹalûndur, niteki râcizin işbu: “هَلْ تَعْرِفُ الدَّارَ لاُمِّ الْخَزْرَجِ || مِنْهَا فَظَلْتُ الْيَوْمَ كَالْمُزَرَّجِ” beytinde مُزَرَّجٌ [muzerrec] تَزْرِيجٌ [tezrîc]den ism-i mefʹûldür, نَشْوَانٌ [neşvân] yaʹnî sarhoş maʹnâsınadır; kendiden fiʹl tasarruf olunmakla nûn’u sâkıt olmuştur. Pes nûn’u zâ΄ide olmakla makâmı işbu cîm bâbıdır.
اَلزَّرَجُونُ [ez-zerecûn] (fethateynle ve cîm’in zammı ve meddiyle) Şarâb, hamr maʹnâsına. Ve baʹzılar üzüm çubuğudur demiştir. Ve Aṡmaʹî bunu Fârisî-i muʹarrebdir, altın rengi maʹnâsınadır dedi. Ve baʹzılar زَرَجُونٌ [zerecûn] bir cins kırmızı boyadır dedi, صِبْغٌ أَحْمَرُ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı