اَلسَّرَقُ [es-seraḵ] (fethateynle) ve
اَلسَّرِقُ [es-seriḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلسَّرَقَةُ [es-sereḵat] (fetehâtla) ve
اَلسَّرِقَةُ [es-seriḵat] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve
اَلسَّرْقُ [es-serḵ] (غَرْقٌ [ġarḵ] vezninde) Uğurlamak maʹnâsınadır; yukâlu: سَرَقَ مِنْهُ الشَّيْءَ سَرَقًا وَسَرِقًا وَسَرَقَةً وَسَرِقَةً وَسَرْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا جَاءَ مُسْتَتِرًا إِلَى حِرْزٍ فَأَخَذَ مَالاً لِغَيْرِهِ
اَلسَّرَقُ [es-seraḵ] (fethateynle) Uğurlamak; yukâlu: سَرَقَ مِنْهُ مَالًا يَسْرِقُ سَرَقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve gâh olur سَرَقَهُ مَالًا dahi derler سَرَقَ مِنْهُ مَالًا maʹnâsına. Ve fi’l-meseli: “سُرِقَ السَّارِقُ فَانْتَحَرَ” Yaʹnî “Asl mâl sâhibi kendin boğazlamayıp sabr etti, sârik sabr etmedi.” Ve
سَرَقٌ [seraḵ] Kezâlik uğruluk maʹnâsına ismdir. Ve
سَرَقٌ [seraḵ] Harîrden olan kumâşlara dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı