اَلصَّبْرَةُ [eṡ-ṡabret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Bu dahi berd-i şedîde denir. Ve havuzların diplerinde birbirine yapışıp dertop kalan devâbb fışkısına ve bevl ve zibil makûlesine denir. Ve
صَبْرَةُ الشِّتَاءِ [ṡabretu’ş-şitâ΄] Kış eyyâmının vasatına denir ki şiddet-i berd hengâmıdır. Ve
صَبْرَةُ [Ṡabret] Maġrib’de bir belde adıdır.
اَلصُّبْرَةُ [eṡ-ṡubret] (ṡâd’ın zammıyla) Ölçüsüz ve tartısız gılâl yığınına denir; lisânımızda ondan götürü ile taʹbîr olunur; yukâlu: أَخَذَ صُبْرَةً مِنَ الطَّعَامِ وَهِيَ مَا جُمِعَ مِنْهُ بِلاَ كَيْلٍ وَوَزْنٍ Ve temizlenmiş ve kalburlanmış galle harmanına denir ki cec taʹbîr olunur. Ve iri iri taş yığınına denir. Cemʹi صِبَارٌ [ṡibâr] gelir.
اَلصَّبْرَةُ [eṡ-ṡabret] (ṡâd’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Taşlar.
اَلصُّبْرَةُ [eṡ-ṡubret] (ṡâd’ın zammı ve bâ’nın sükûnuyla) Çit dedikleri nesnedir ki içine buğday korlar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı