اَلصَّمَيَانُ [eṡ-ṡameyân] (fetehâṯla) Sıçrayıp atılmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَمَى الرَّجُلُ يَصْمِي صَمَيَانًا إِذَا تَفَلَّتَ وَوَثَبَ Burada تَقَلََّ nüshaları ki ḵâf ve bâ-yı muvahhade iledir, galattır. Ve sürʹatle gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَمَى الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ ve
صَمَيَانٌ [ṡameyân] Sâdıku’l-hamle adama denir ki düşman üzere tehevvür ile arslan gibi bî-pervâ hamle eden bahâdırdan ʹibârettir; vasf bi’l-masdardır; yukâlu: رَجُلٌ صَمَيَانٌ أَيِ الصَّادِقُ الْحَمْلَةِ Ve bir nesneye bir adamı haml ve sevk eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: مَا صَمَاكَ عَلَيْهِ أَيْ مَا حَمَلَكَ عَلَيْهِ
اَلصَّمَيَانُ [eṡ-ṡameyân] (fethateynle) Dönmek ve sıçramak. Ve
صَمَيَانٌ [ṡameyân] Çâbük ve bahâdır maʹnâsına da gelir; yukâlu: رَجُلٌ صَمَيَانٌ أَيْ شُجَاعٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı