اَلصُّوَّةُ [eṡ-ṡuvvet] (ṡâd’ın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) Yırtıcı cânver cemâʹatine denir. Ve yollarda ʹalâmet ve nişân için vazʹ ve nasb olunan taştan nişâneye denir; yukâlu: بِالطَّرِيقِ صُوَّةٌ أَيْ حَجَرٌ يَكُونُ عَلَامَةً بِالطَّرِيقِ Ve rüzgârın karışık estiği yere denir. Ve baykuş sesine denir; tekûlu: سَمِعْتُ صُوَّةَ الصَّدَى أَيْ صَوْتَهُ Ve galîz ve mürtefiʹ olan bayıra denir; cemʹleri صُوًى [ṡuvâ] gelir, هُدَى [hudâ] vezninde ve cemʹü’l-cemʹi أَصْوَاءٌ [aṡvâ΄] gelir.
اَلصُّوَّةُ [eṡ-ṡuvvet] (ṡâd’ın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) Vâhidi. Ve fi’l-hadîsi: “إِنَّ لِلْإِسْلَامِ صُوًّى وَمَنَارًا كَمَنَارِ الطَّرِيقِ”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı