اَلصَّوْقَعَةُ [eṡ-ṡavḵaʹat] (حَوْقَلَةٌ [ḩavḵalet] vezninde) Bu dahi bir adamın başına vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَوْقَعَ فُلاَنًا إِذَا ضَرَبَ عَلَى رَأْسِهِ Ve
صَوْقَعَةٌ [ṡavḵaʹat] Başa sarılan ʹimâmeye denir. Ve hatunların yaşmaklarını dühnden muhâfaza eyleyecekleri bez pâresine denir. Ve tiridin tepesinde olan deliklere denir ki çerviş oralarda eğlenir; yukâlu: تَدُورُ إِصْبَعُهُ فِي صَوْقَعَةِ الثَّرِيدِ أَيْ فِي وَقْبَتِهِ Ve şol cengâha denir ki onda darb-ı kesîr vâkiʹ olmuş ola; tekûlu: وَقَعْنَا فِي صَوْقَعَةٍ أَيْ مَوْضِعِ الْحَرْبِ الَّذِي فِيهِ ضَرْبٌ كَثِيرٌ
اَلصَّوْقَعَةُ [eṡ-ṡavḵaʹat] (ṡâd’ın ve ḵâf’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Zikr olunan beyâzın mevziʹi. Ve
صَوْقَعَةٌ [ṡavḵaʹat] Tiridin üzerinde olan deliklere dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı