اَلْعَبَايَةُ [el-ʹabâyet] ve
اَلْعَبَاءَةُ [el-ʹabâ΄et] (سَمَاحَةٌ [semâḩat] veznlerinde Türkîde aba taʹbîr olunan ipten mensûc kaba kisveye denir, rûstâyî makûlesi giyip ve döşenirler; cemʹi عَبَاءٌ [ʹabâ΄]dır, müfrede dahi ıtlâk olunur; yukâlu: جَاءَ وَعَلَيْهِ عَبَايَةٌ وَعَبَاءَةٌ وَهِيَ ضَرْبٌ مِنَ الْأَكْسِيَةِ Ve
عَبَايَةُ [ʹAbâyet] Bir kısrağın adıdır. Ve taslak ve yakışıksız kaba ve galîz ve sakîl kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ عَبَاءٌ أَيْ جَافٍ ثَقِيلٌ Bu maʹnâda kasrı efsahtır; mü΄ellif yine îcâz ve ihlâl eylemiştir. Ve ʹAbâye b. Rifâʹa tâbiʹîdir.
اَلْعَبَايَةُ [el-ʹabâyet] (kezâlik ʹayn’ın fethiyle ve eliften sonra yâ’yla) Bi-maʹnâhâ.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı