اَلْعَثْمُ [el-ʹašamp;m] (ʹayn’ın fethi ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) Sınmış kemik eğri sarılmak maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin ele mahsûstur; yukâlu: عَثَمَ الْعَظْمُ الْمَكْسُورُ عَثْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا انْجَبَرَ عَلَى غَيْرِ اسْتِوَاءٍ وَيَخْتَصُّ بِالْيَدِ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; tekûlu: عَثَمْتُ الْعَظْمَ أَوِ الْيَدَ الْمَكْسُورَ إِذَا جَبَرْتَهُ عَلَى غَيْرِ اسْتِوَاءٍ Ve dikişi seyrek ve gevşek dikmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَثَمَتِ الْمَرْأَةُ الْمَزَادَةَ إِذَا خَرَزَتْهَا غَيْرَ مُحْكَمَةٍ Ve yara üzere deri bitip nasırlanmakla onulmaktan kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَثَمَ الْجُرْحُ إِذَا أَكْنَبَ وَأَجْلَبَ وَلَمْ يَبْرَأْ بَعْدُ
اَلْعَثْمُ [el-ʹašamp;m] (ʹayn’ın fethi ve šamp;â΄-i müsellesenin sükûnu ile) Ufanık kemik eğri sarılmak.Ve ufanık kemiği eğri sarmak; yukâlu: عَيَمَ الْعَظْمُ الْمَكْسُورُ إِذَا انْجَبَرَ عَلَى غَيْرِ اسْتِوَاءٍ وَعَثَمْتُهُ أَنَا يَتَعَدَّى وَلَا يَتَعَدَّى Ve
عَثْمٌ [ʹašamp;m] ʹAvret mezâdeyi yaʹnî dağarcığı seyrek dikmeğe dahi derler; yukâlu: عَثَمَتِ الْمَرْأَةُ الْمَزَادَةَ إِذَا خَرَزَتْهَا غَيْرَ مُحْكَمٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı