el-ʹacer ~ اَلْعَجَرُ

Kamus-ı Muhit - العجر maddesi

اَلْعَجَرُ [el-ʹacer] (fethateynle) Bir adamın vücûdu şişmân ve galîz olmak mâʹnâsınadır; yukâlu: عَجِرَ الرَّجُلُ عَجَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غَلُظَ وَسَمِنَ Ve bir adamın karnı pek büyük olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَجِرَ الرَّجُلُ إِذَا ضَخُمَ بَطْنُهُ Ve bir nesne pek ve salâbetli olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَجِرَ الْفَرَسُ إِذَا صَلُبَ

اَلْعَجِرُ [el-ʹacir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْعَجُرُ [el-ʹacur] (نَدُسٌ [nedus] vezninde) Sulb ve metîn olan şey΄e denir; yukâlu: وَظِيفٌ عَجِرٌ وَعَجُرٌ أَيْ صُلْبٌ

اَلْعَجْرُ [el-ʹacr] (فَجْرٌ [fecr] vezninde) Boyun bükmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عُنُقَهُ عَجْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ثَنَاهُ Ve

عَجْرٌ [ʹacr] ve

عَجَرَانٌ [ʹacerân] Havftan yâhûd pek ʹacele bir husûstan nâşî sürʹatle mürûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ الرَّجُلُ عَجْرًا وَعَجَرَانًا إِذَا مَرَّ سَرِيعًا مِنْ خَوْفٍ وَنَحْوِهِ Ve eşek kısmı iki ellerini birden kaldırıp ve indirip ve ayaklarını hamur yoğurur gibi gevelemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ الْحِمَارَ إِذَا قَمَصَ Ve hamle ve hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عَلَيْهِ بِالسَّيْفِ إِذَا حَمَلَ عَلَيْهِ Ve bir adamı bir nesneden menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عَلَيْهِ إِذَا حَجَرَ Ve ilhâh ve ibrâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عَلَى فُلاَنٍ إِذَا أَلَحَّ عَلَيْهِ

Vankulu Lugatı - العجر maddesi

اَلْعَجَرُ [el-ʹacer] (fethateynle) Etlenip semiz olmağa derler; yukâlu: عَجِرَ الرَّجُلُ يَعْجَرُ عَجَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ غَلُظَ وَسَمِنَ

اَلْعَجِرُ [el-ʹacir] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in kesriyle) ve

اَلْعَجُرُ [el-ʹacur] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in zammıyla) Kalın incik maʹnâsınadır; yukâlu: وَظِيفٌ عَجِرٌ وَعَجُرٌ بِكَسْرِ الْجِيمِ وَضَمِّهَا أَيْ غَلِيظٌ

اَلْعَجْرُ [el-ʹacr] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in sükûnuyla) At kuyruğun gerisine uzatmak seğirtirken ondan sonra sürʹatle seğirtmeğe ıtlâk olundu; yukâlu: مَرَّ الْفَرَسُ يَعْجِرُ عَجْرًا إِذَا مَرَّ مَرًّا سَرِيعًا Ve

عَجْرٌ [ʹacr] Kılıç bağlamağa dahi derler; yukâlu: عَجَرَ عَلَيْهِ السَّيْفَ أَيْ شَدَّ عَلَيْهِ Ve boyun bükmeğe dahi derler; yukâlu: عَجَرَ عُنُقَهُ يَعْجِرُهَا عَجْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ ثَنَاهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı