اَلْعُرْبَانُ [el-ʹurbân] (عُثْمَانُ [ʹušamp;mân] vezninde) ve
اَلْعُرْبُونُ [el-ʹurbûn] (عُرْجُونٌ [ʹurcûn] vezninde) ve
اَلْعَرَبُونُ [el-ʹarabûn] (جَبَرُوتٌ [ceberût] vezninde) Şol akçeye denir ki onunla beyʹ ü şirâ münʹakid olur. Murâd peşin verilen bir mikdâr akçedir ki ʹâmme pey taʹbîr eder, meselâ yüz kuruşa bir nesne pazar eyledikte ʹakd-i muʹâmele için müşterînin verdiği on kuruş gibi. Ve mevâdd-ı mezkûrenin ʹayn’larını hemzeye ibdâlle أُرْبَانٌ [urbân] ve أُرْبُونٌ [urbûn] ve أَرَبُونٌ [urebûn] dahi derler.
اَلْعَرَبُونُ [el-ʹarebûn] (ʹayn’ın ve râ’nın fethi ve bâ’nın zammı ve meddiyle) Bi-maʹnâhu.
اَلْعُرْبُونُ [el-ʹurbûn] (ʹayn’ın ve bâ’nın zammı ve râ’nın mâ-beynde sükûnuyla) Şol nesnedir ki ʹâmme ona kârbûn derler sifteh ve pîş-müzd maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı