اَلْقُوبَةُ [el-ḵûbet] (ḵâf’ın zamm ve meddiyle) ve
اَلْقُوَبَةُ [el-ḵuvebet] (ḵâf’ın zammı ve bâ’nın fethiyle) ve
اَلْقُوبَاءُ [el-ḵûbâ΄] (ḵâf’ın zammı ve elifin meddiyle) ve
اَلْقُوَبَاءُ [el-ḵûvebâ΄] (ḵâf’ın zammı ve vâv’ın fethiyle) Deriyi kavlatan uyuz ʹilletine denir. Mü΄ellifin burada وَهِيَ الْقُوبَةُ kavlindeki zamîr-i müʹennes haberi iʹtibârıyladır.
اَلْقُوَبَةُ [el-ḵuvebet] (ḵâf’ın zammı ve vâv’ın fethiyle ʹalâ-vezni اَلْهُمَزَة [el-humezet]) Mukîm maʹnâsına; ve minhu kavluhum: هُوَ مَلِيءٌ قُوَبَةٌ أَيْ ثَابِتُ الدَّارِ مُقِيمٌ Ve bu kelâm şol kimse hakkında denir ki aslâ menzilinden zâ΄il olmaya.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı