el-lebs ~ اَللَّبْسُ

Kamus-ı Muhit - اللبس maddesi

اَللَّبْسُ [el-lebs] (حَبْسٌ [ḩabs] vezninde) Bir şey΄i müştebih kılmak için halt eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَبَسَ عَلَيْهِ الْأَمْرَ لَبْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَلَطَهُ

اَللُّبْسُ [el-lubs] (lâm’ın zammıyla) Esvâb giymek maʹnâsınadır; yukâlu: لَبِسَ الثَّوْبَ لُبْسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اسْتَتَرَ بِهِ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre لَبِسَ mâddesi setr maʹnâsına mevzûʹ olmakla maʹânî-i sâ΄ire ondan müteferriʹdir. Ve bir kimse bir hatun ile bir müddet er ve ʹavret olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; libâs dâ΄imî giyilmeyip eskidikten sonra tarh olunduğu tasavvuruna mebnîdir; yukâlu: لَبِسَ فُلاَنٌ اِمْرَأَةً إِذَا تَمَتَّعَ بِهَا زَمَانًا Ve bir cemâʹat ile vâfir zamân birlikte olarak üns ve zindegânî eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: لَبِسَ قَوْمًا إِذَا تَمَلَّى بِهِمْ دَهْرًا Ve bir adam bütün civânlığı hengâmını bir hatunla imrâr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: لَبِسَ فُلاَنٌ فُلاَنَةً عُمْرَهُ إِذَا كَانَتْ مَعَهُ شَبَابَهُ كُلَّهُ Bunda عُمْرُهُ kaydıyla mukayyed olur.

اَللِّبْسُ [el-libs] (lâm’ın kesriyle) Bu dahi câmeye denir. Ve سِمْحَاقٌ [simḩâḵ] maʹnâsına müstaʹmeldir ki cild ile lahm aralığında olan zar gibi yufka dericeğize denir. Ve لِبْسُ الْكَعْبَةِ [libsu’l-kaʹbet] kisvetinden ʹibârettir. Ve bir nevʹ sevbe denir ki لِبْسَةٌ [libset] dahi denir.

Vankulu Lugatı - اللبس maddesi

اَللَّبْسُ [el-lebs] (lâm’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Mültebis kılmak, müştebih kılmak maʹnâsına; tekûlu: لَبَسْتُ عَلَيْهِ الْأَمْرَ أَلْبِسُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَلَطْتَ مِنْ قَوْلِهِ تَعَالَى ﴿وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِمْ مَا يَلْبِسُونَ﴾ (الأنعام 9)Ve

لَبْسٌ [lebs] Zulmet karışmağa dahi derler.

اَللُّبْسُ [el-lubs] (lâm’ın zammı ve bâ’nın sükûnuyla) Giymek; yukâlu : لَبِسْتُ الثَّوْبَ أَلْبَسُهُ لُبْسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَللِّبَاسُ [el-libâs] (lâm’ın kesriyle) Giyilen nesne. Ve

اَلْمَلْبَسُ [el-melbes] (mîm’in ve bâ’nın fethiyle) Bi-maʹnâhu. Ve

اَللِّبْسُ [el-libs] (lâm’ın kesri ve bâ’nın sükûnuyla) Kezâlik bi-maʹnâhu. Ve

لِبْسٌ [libs] Örtü maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: لِبْسُ الْكَعْبَةِ وَلِبْسُ الْهَوْدَجِ لِمَا عَلَيْهِمَا مِنْ لِبَاسٍ Ve لِبَاسٌ [libâs] İmre΄eye ve imre΄enin zevcine dahi ıtlâk olunur; kâlallâhu taʹâlâ: ﴿هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَأَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّ﴾ (البقرة 187) Ve hayâya dahi ﴿لِبَاسُ التَّقْوَى﴾ (الأعراف 26) derler. Tefsîr-i şerîfte bu vech üzere vârid olmuştur. Ve baʹzılar eyitti لِبَاسُ التَّقْوَى galîz olup haşîn ve kasîr olan giysidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı