eš-šelic ~ اَلثَّلِجُ

Kamus-ı Muhit - الثلج maddesi

اَلثَّلِجُ [ešamp;-šamp;elic] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Soğuk şey΄e ıtlâk olunur; yukâlu: مَاءٌ ثَلِجٌ أَيْ بَارِدٌ

اَلثُّلُوجُ [ešamp;-šamp;ulûc] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلثَّلَجُ [ešamp;-šamp;elec] (fethateynle) Bunlar da hâtır dagdaga ve halecândan kurtulup ârâm ve itmînân bulmak maʹnâsınadır ki yürekten harâret-i ıztırâb mündefiʹ olup yürek soğumaktan ʹibârettir; tekûlu: ثَلَجَتْ نَفْسِي وَثَلِجَتْ ثُلُوجًا وَثَلَجًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا اطْمَأَنَّتْ Ve

ثَلَجٌ [šamp;elec] (fethateynle) Şâd ve mesrûr olmak maʹnâsınadır ki yüreği soğumağı müstelzimdir; yukâlu: ثَلِجَ الرَّجُلُ ثَلَجًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا فَرِحَ

اَلثَّلْجُ [ešamp;-šamp;elc] (šamp;â’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Kara denir ki Fârisîde berf derler. Ve

ثَلْجٌ [šamp;elc] Masdar olur, kar yağdırmak maʹnâsına; tekûlu: ثَلَجَتْنَا السَّمَاءُ ثَلْجًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ أَيْ أَمْطَرَتِ الثَّلْجَ عَلَيْنَا Ve ıslatmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: ثَلَجَ الشَّيْءَ إِذَا نَقَعَهُ وَبَلَّهُ Ve

ثَلْجٌ [Šelc] Esâmîdendir: Rebîʹ b. Šelc şuʹarâdandır. Ve Muḩammed b. ʹAbdullâh b. Ebi’šamp;-Šelc, İmâm Buḣârî meşâyıhındandır. Ve Muḩammed b. Şucâʹ ešamp;-Šelcî fakîh ve mübtediʹdir.

Vankulu Lugatı - الثلج maddesi

اَلثَّلْجُ [ešamp;-šamp;elc] (šamp;â’nın fethiyle) Kar ki gökten yağar. Ve kar yağdırmak maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: ثَلَجَتْنَا السَّمَاءُ Yaʹnî kar yağdırdı gök, nitekim مَطَرَتْنَا السَّمَاءُ derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı