اَلْمِرْيَاعُ [el-miryâʹ] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) Tîz süt verir olan, ʹalâ-kavlin tîz semirir olan yâhûd merʹâya kendi başına gidip gelir olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ مِرْيَاعٌ إِذَا كَانَتْ سَرِيعَةَ الدَّرَّةِ أَوْ سَرِيعَةَ السِّمَنِ أَوْ تَذْهَبُ فِي الْمَرْعَى وَتَرْجِعُ بِنَفْسِهَا
اَلْمِرْيَاعُ [el-miryâʹ] (mîm’in kesri ve râ’nın sükûnuyla) Şol nâkadır ki otlaktan kendi gele; yukâlu: نَاقَةٌ مِسْيَاعٌ وَمِرْيَاعٌ Ve مِسْيَاعٌ [misyâʹ] mîm’in kesri ve sîn ve ʹayn-ı mühmeleteyn ile otlağa kendi giden nâka.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı