اَلسِّفَاحُ [es-sifâḩ] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) ve
اَلْمُسَافَحَةُ [el-musâfeḩat] (مُقَاتَلَةٌ [muḵâtelet] vezninde) Bunlar da zinâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَسَافَحَا وَسَافَحَا وَسَافَحَهَا إِذَا زَنَيَا وَفَجَرَا Zinâya سِفَاحٌ [sifâḩ] ıtlâkı nutfe telef ve hedere munsab olmak mülâhazasına mebnîdir. Ve bundan me΄hûz olarak ʹArablar أَجْرَوْا سِفَاحًا derler, “Yarış ehli atlarını ödülsüz meccânen yarışa koştular” diyecek yerde.
اَلسِّفَاحُ [es-sifâḩ] ve
اَلْمُسَافَحَةُ [el-musâfeḩat] (sîn’in kesriyle evvelde ve mîm’in zammıyla sânîde) Zinâ maʹnâsınadır; yukâlu: سَافَحَهَا مُسَافَحَةً وَسِفَاحًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı