el-musâvât ~ اَلْمُسَاوَاةُ

Kamus-ı Muhit - المساواة maddesi

اَلْمُسَاوَاةُ [el-musâvât] (مُبَاهَاةٌ [mubâhât] vezninde) Bir nesneyi bir nesneye berâberleştirmek maʹnâsınadır; tekûlu: سَاوَيْتُهُ بِهِ وَسَاوَيْتُ بَيْنَهُمَا بِمَعْنَى سَوَّيْتُ Ve bir nesne bir nesneye kemmiyyette yâ keyfiyyette muʹâdil olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ لَا يُسَاوِي شَيْئًا أَيْ لَا يُعَادِلُهُ Bu maʹnâdan ıstılâhımızda “Şu bir şey΄ değmez” ile taʹbîr olunur; meselâ هَذَا لَا يُسَاوِي دِرْهَمًا derler, “Şunun kıymeti bir akçeye muʹâdil olmaz” ki bir akçeyi değmez demektir; ve: قَوْلُهُمْ: لَا يَسْوَى كَيَرْضَى قَلِيلٌ Yaʹnî lügat-i kalîlede sülâsî olarak bâb-ı râbiʹden dahi bu maʹnâda vârid oldu.

Vankulu Lugatı - المساواة maddesi

اَلْمُسَاوَاةُ [el-musâvât] (mîm’in zammı ile) Berâberlik, Ferrâ rivâyeti üzere. Mezbûr eyitti: هَذَا الشَّيْءُ لَا يُسَاوِي كَذَا derler لَا يَسْوَى كَذَا demezler ve هَذَا لَا يُسَاوِيهِ dahi derler,لَا يُعَادِلُهُ maʹnâsına. Ve

مُسَاوَاةٌ [musâvât] تَسْوِيَةٌ [tesviyet] maʹnâsına dahi gelir; tekûlu: سَاوَيْتُ بَيْنَهُمَا إِذَا سَوَّيْتَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı