el-musâfehet ~ اَلْمُسَافَهَةُ

Kamus-ı Muhit - المسافهة maddesi

اَلْمُسَافَهَةُ [el-musâfehet] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) Sövüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَافَهَهُ إِذَا شَاتَمَهُ ve minhu’l-meselu: “سَفِيهٌ لَمْ يَجِدْ مُسَافِهًا” Ve şarâb küpünü yanına koyup dem-be-dem ondan içmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: سَافَهَ الدَّنَّ إِذَا قَاعَدَهُ فَشَرِبَ مِنْهُ سَاعَةً بَعْدَ سَاعَةٍ Ve şürbde haddi tecâvüz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَافَهَ الشُّرْبَ إِذَا أَسْرَفَ فِيهِ Ve davar seyr-i şedîd ile muttasıl yolda gitmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: سَافَهَتِ النَّاقَةُ الطَّرِيقَ إِذَا لَازَمْتَهُ بِسَيْرٍ شَدِيدٍ

Vankulu Lugatı - المسافهة maddesi

اَلْمُسَافَهَةُ [el-musâfehet] (mîm’in zammı ve fâ’nın fethiyle) Kezâlik سَفَاهَةٌ [sefâhet]e nisbet etmek; yukâlu: سَفِيهٌ لَمْ يَجِدْ مُسَافِهًا Ve

مُسَافَهَةٌ [musâfehet] Küpü yâhûd tulumu yanına koyup gâh gâh içmeğe dahi derler; tekûlu: سَافَهْتُ الدَّنَّ أَوِ الْوَطْبَ إِذَا قَاعَدْتَهُ فَشَرِبْتَ مِنْهُ سَاعَةً بَعْدَ سَاعَةٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı