el-miʹann ~ اَلْمِعَنُّ

Kamus-ı Muhit - المعن maddesi

اَلْمِعَنُّ [el-miʹann] (mîm’in kesriyle مِسَنٌّ [misenn] vezninde) Şol fodul ve küstâha denir ki dâ΄imâ beyhûde ve vazîfesinden hâric akvâl ve efʹâle girişip olur olmaz işlere taʹarruz ve tasaddî eder ola; mü΄ennesi مِعَنَّةٌ [miʹannet]tir; yukâlu: رَجُلٌ مِعَنٌّ إِذَا كَانَ يَدْخُلُ فِيمَا لَا يَعْنِيهِ وَيَعْرِضُ فِي كُلِّ شَيْءٍ Ve hatîb-i ʹAraba denir ki ʹArabların hâceleridir; yukâlu: هُوَ مِعَنٌّ أَيْ خَطِيبٌ

اَلْمَعْنُ [el-maʹn] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Uzun nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ مَعْنٌ أَيْ طَوِيلٌ Ve kısa nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ مَعْنٌ أَيْ قَصِيرٌ Ve azca nesneye denir, kalîl maʹnâsına. Ve çok nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ مَعْنٌ أَيْ كَثِيرٌ Ve nâçîz nesneye denir; yukâlu: أَعْطَاهُ مَعْنًا أَيْ هَيِّنًا يَسِيرًا Ve hakkı ikrâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَنَ فُلَانٌ بِحَقِّهِ مَعْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَقَرَّ Ve züll ve hakâret maʹnâsınadır; yukâlu: مَا هَذَا الْمَعْنُ أَيِ الذُّلُّ Şârihin beyânına göre burada وَالْإِقْرَارُ بِالذُّلِّ nüshası galattır. Ve inkâr ve cühûd maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَنَ بِحَقِّهِ إِذَا جَحَدَهُ Ve küfrân-ı niʹam maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ يَمْعُنُ لِلنِّعَمِ أَيْ يَكْفُرُ Ve

مَعْنٌ [maʹn] Sahtiyâna denir. Ve yer yüzünde zâhir ve âşikâre cereyân eden suya denir; yukâlu: مَاءٌ مَعْنٌ أَيْ ظَاهِرٌ Ve Maʹn b. Zâ΄ide küremâ-yı ʹArabdandır; cûd ve sehâ ile darb-ı meseldir, Ḩâtim gibi. Ve

مَعْنٌ [maʹn] Mutlakan kendisiyle intifâʹ olunan nesneye denir. Ve masdar olur, at pek ırak seğirtmek maʹnâsına; yukâlu: مَعَنَ الْفَرَسُ مَعْنًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا تَبَاعَدَ يَعْنِي عَادِيًا Ve suyu akıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَنَ الْمَاءَ إِذَا أَسَالَهُ Ve nebât gereği gibi suya kanıp tâb u tarâvetle yetişmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَنَ النَّبْتُ إِذَا رَوِيَ وَبَلَغَ

Vankulu Lugatı - المعن maddesi

اَلْمِعَنُّ [el-miʹann] (mîm’in kesri ve ʹayn’ın fethi ve nûn’un teşdîdiyle) Fuzûlî olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ مِعَنٌّ أَيْ عَرِيضٌ ve

مِعَنٌّ [miʹann] Hatîbe dahi derler.

اَلْمَعْنُ [el-maʹn] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Şey΄-i hakîr ve yesîr. Ve

مَعْنٌ [Maʹn] Kezâlik tâyife-i ʹArabdan bir sehî kimsenin ismidir ki o Maʹn b. Zâ΄ide’dir ki cedd-i aʹlâsı ʹAmr-ı Şeybânî’dir; minhu kavluhum: “حَدِّثْ عَنْ مَعْنٍ وَلَا حَرَجَ” Yaʹnî “Her ne haber söylersen Maʹn’dan söyle ki onun haberi lutf ve keremi mü΄eyyiddir, haracı mü΄eddî değildir.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı