اَلْجَبْجَبَةُ [el-cebcebet] (cîm’lerin fethiyle) Su içre olan şol iri kayaya denir ki su onu basıp örtmemekle öylece domalıp durur ola. أَتَانُ الضَّحْلِ [etânu’ḋ-ḋaḩl] dahi derler.
اَلْجُبْجُبَةُ [el-cubcubet] (cîm’lerin zammıyla) Toprak çekecek meşin zenbîle denir. Ve
جَبْجَبَةٌ [cebcebet] (cîm’lerin fethi ve zammıyla) Şol işkenbeye denir ki Aʹrâb onu tathîr edip kuruttuktan sonra dağarcık gibi içine et kavurması ve pastırma doldurup hıfz ederler. ʹAlâ-kavlin şol çerviş yağına denir ki eritip işkenbe içre korlar. Yâhûd şol deriye denir ki boğazlanmış devenin yanından değirmice kesip baʹzı ʹamelden sonra içine kıyma ve kavurma makûlesi koyacak zarf ederler.
اَلْجُبْجُبَةُ [el-cubcubet] (cîm’lerin zammıyla) Şol şikenbe ki eti kavurup içine koyup sefere götürürler yâhûd yağı eritip içine korlar. Ve şol zenbîle dahi derler ki deriden düzüp onunla toprak taşırlar; cemʹi اَلْجَبَاجِبُ [el-cebâcib] gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı