el-cubullet ~ اَلْجُبُلَّةُ

Kamus-ı Muhit - الجبلة maddesi

اَلْجُبُلَّةُ [el-cubullet] (حُزُقَّةٌ [ḩuzuḵḵat] vezninde) Bu dahi çokluk, kesret maʹnâsınadır. Ve bir nesnenin asl ve esâsına denir.

اَلْجُبْلَةُ [el-cublet] (cîm’in harekât-ı selâsıyla) ve

اَلْجَبَلَةُ [el-cebelet] (fetehâtla) Yaratılmış, hilkat ve nihâd ve tabîʹat maʹnâsınadır; yukâlu: جُبْلَةُ فُلَانٍ وَجَبَلَتُهُ عَلَى الْكَرَمِ أَيْ خِلْقَتُهُ وَطَبِيعَتُهُ

اَلْجَبْلَةُ [el-ceblet] (cîm’in fethi ve kesriyle) Yüze denir, vech maʹnâsına, ʹalâ-kavlin beşeresine denir yâhûd nâzıra mukâbil gelen yerine denir; yukâlu: بِهِ صَبَاحَةُ الْجَبْلَةِ أَيِ الْوَجْهِ أَوْ بَشَرَتُهُ أَوْ هِيَ مَا اسْتَقْبَلَكَ مِنْهُ Ve yoğun gövdeli taslakça ʹavrete denir. Ve ʹayb ve nakîsa maʹnâsınadır; yukâlu: مَا فِيهِ جَبْلَةٌ أَيْ عَيْبٌ Ve zor ve kuvvet maʹnâsınadır; yukâlu: بِهِ جَبْلَةٌ أَيْ قُوَّةٌ Ve yerin pekliğine ve salâbetine denir.

اَلْجُبْلَةُ [el-cublet] (cîm’in zammıyla) Ümmet ve cemâʹat maʹnâsınadır. Ve hörgüce denir, سَنَامٌ [senâm] maʹnâsına ve fethle câ΄izdir.

اَلْجِبْلَةُ [el-ciblet] (cîm’in kesriyle ve zammıyla) ve

اَلْجِبِلَّةُ [el-cibillet] (طِمِرَّةٌ [ṯimirret] vezninde) Ümmet ve cemâʹat maʹnâsınadır; yukâlu: جِبْلَةٌ وَجِبِلَّةٌ كَثِيرَةٌ أَيْ أُمَّةٌ وَجَمَاعَةٌ Ve bir nesnenin asl ve mebnâsına denir; yukâlu: هُوَ قَوِيُّ الْجِبِلَّةُ أَيِ الْأَصْلِ Ve sevbin mâye ve kıvâmı olan nesc olunacak ipliğe denir; ve minhu: ثَوْبٌ جَيِّدُ الْجِبِلَّةِ أَيِ الْغَزْلِ Ve gılzat maʹnâsınadır; yukâlu: رَجُلٌ ذُو جِبِلَّةٍ أَيْ غَلِيظٌ

اَلْجُبُلُ [el-cubul] (عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde) ve

اَلْجِبْلُ [el-cibl] (عِدْلٌ [ʹidl] vezninde) ve

اَلْجُبُلُّ [el-cubull] (عُتُلٌّ [ʹutull] vezninde) ve

اَلْجِبِلُّ [el-cibill] (طِمِرٌّ [ṯimirr] vezninde) ve

اَلْجِبِلَّةُ [el-cibillet] (طِمِرَّةٌ [ṯimirret] vezninde) ve

اَلْجَبِيلُ [el-cebîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bunlar da cemâʹat-i insânîye denir.

Vankulu Lugatı - الجبلة maddesi

اَلْجُبْلَةُ [el-cublet] (cîm’in zammı ve bâ’nın sükûnuyla) Hörgüç, سَنَامٌ [senâm] maʹnâsına.

اَلْجِبْلَةُ [el-ciblet] (cîm’in kesri ve bâ’nın sükûnuyla) Yaratılış, hilkat maʹnâsına. Ve fermûde olmak maʹnâsına da gelir; yukâlu li’r-reculi: إِنَّهُ لَذُو جِبْلَةٍ إِذَا كَانَ غَلِيظًا

اَلْجِبِلَّةُ [el-cibillet] (kesreteynle ve lâm’ın teşdîdiyle) Yaratılış, hilkat maʹnâsına. Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَالْجِبِلَّةَ الْأَوَّلِينَ﴾ (الشعراء، 184) Ve kara΄eha’l-Ḩasen bi’z-zammi ve’t-teşdîdi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı