اَلنُّعْمَانُ [en-nuʹmân] (nûn’un zammıyla) Kana denir, دَمٌ [dem] maʹnâsına; شَقَائِقُ النُّعْمَانِ [şaḵâ΄iḵu’n-nuʹmân] ki gelincik çiçeğidir, humretinden nâşî ona muzâf olmuştur yâhûd emîr-i Ḩîre Nuʹmân b. el-Munžir onu himâyet eylemekle kendisine muzâf oldu.
اَلنُّعْمَانُ [en-nuʹmân] (nûn’un zammı ve ʹayn’ın sükûnuyla) Cemʹi, حَمَلٌ [ḩamel] ile حُمْلَانٌ [ḩumlân] gibi, kuzular maʹnâsına. Ve أَنْعَامٌ [enʹâm] gâh müzekker ve gâh mü΄ennes olur. Kâlallâhu taʹâla: ﴿مِمَّا فِي بُطُونِهِ﴾ (النحل، 66) ve fî mevziʹin: ﴿مِمَّا فِي بُطُونِهَا﴾ (المؤمنون، 21) Bu zikr olunan Cevherî kelâmıdır, lâkin أَنْعَامٌ [enʹâm] نَعَمٌ [neʹam]ın cemʹi olduğu takdîrce ʹalâ-külli hâl mü΄ennes olup zamîr-i müzekker ircâʹ olunan sûrette te΄vîl lâzım olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı