en-naʹʹâr ~ اَلنَّعَّارُ

Kamus-ı Muhit - النعار maddesi

اَلنَّعَّارُ [en-naʹʹâr] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Serkeş ve ʹâsî ve bâgî kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: صَارَ نَعَّارًا أَيْ عَاصِيًا Ve dâ΄imâ fitne ve ihtilâl ihdâsına saʹy ve hurûc eder olan fitne er başısı kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ نَعَّارٌ أَيْ خَرَّاجٌ سَعَّاءٌ فِي الْفِتَنِ Ve çağırgan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ نَعَّارٌ أَيْ صَيَّاحٌ

اَلنَّعِيرُ [en-neʹîr] (nûn’un fethiyle) ve

اَلنُّعَارُ [en-nuʹâr] (nûn’un zammıyla) Haykırmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ الرَّجُلُ نَعِيرًا وَنُعَارًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالثَّانِي إِذَا صَاحَ Ve genizden seslenmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ الرَّجُلُ إِذَا صَوَّتَ بِخَيْشُومِهِ Ve bu maʹnâda bâb-ı sânîden vürûdu ekserdir. Ve

نَعْرٌ [naʹr] ve

نَعِيرٌ [neʹîr] Damardan kan fışkırmak, ʹalâ-kavlin kan çıkarken damar çıtırdamak maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ الْعِرْقُ نَعْرًا وَنَعِيرًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا فَارَ مِنْهُ الدَّمُ أَوْ صَوَّتَ لِخُرُوجِ الدَّمِ Ve aktâr ve bilâdı geşt ve güzâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ فُلاَنٌ فِي الْبِلاَدِ إِذَا ذَهَبَ Ve ibâ ve muhâlefet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَهُ إِذَا خَالَفَهُ وَأَبَى Ve ʹasker cemʹiyyet ve heyecân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ الْقَوْمُ إِذَا هَاجُوا وَاجْتَمَعُوا Ve bir husûsa kıyâm ve saʹy ve ihtimâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ فِي الْأَمْرِ إِذَا نَهَضَ وَسَعَى Ve teveccüh ve ikbâl maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: مِنْ أَيْنَ نَعَرْتَ إِلَيْنَا أَيْ أَقْبَلْتَ Ve bir kimseye gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَرَ إِلَيْهِ إِذَا أَتَاهُ

Vankulu Lugatı - النعار maddesi

اَلنَّعَّارُ [en-naʹʹâr] (nûn’un fethi ve ʹayn’ın teşdîdiyle) ve

اَلنَّعُورُ [en-neʹûr] (nûn’un fethi ve ʹayn’ın zammıyla) Kanı akan damar.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı