اَلْهَزْهَزَةُ [el-hezhezet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) ve
اَلْهَزَاهِزُ [el-hezâhiz] (hâ’nın fethiyle) Fitne ve beliyye ve cenk makûlesi hâlât-ı müzʹice nâsı deryâ gibi oynatıp depretmeğe denir; yukâlu: شَهِدَ الْهَزْهَزَةَ وَالْهَزَاهِزَ وَهِيَ تَحْرِيكُ الْبَلاَيَا وَالْحُرُوبِ النَّاسَ Ve
هَزْهَزَةٌ [hezhezet] Masdar olur, tezlîl maʹnâsına; yukâlu: هَزْهَزَهُ إِذَا ذَلَّلَهُ Ve depretmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَزْهَزَهُ إِذَا حَرَّكَهُ
اَلْهُزَهِزُ [el-huzehiz] (عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] vezninde) ve
اَلْهُزَاهِزُ [el-huzâhiz] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve
اَلْهُزْهُزُ [el-huzhuz] (هُدْهُدٌ [hudhud] vezninde) ve
اَلْهَزْهَازُ [el-hezhâz] (صَفْصَافٌ [ṡafṡâf] vezninde) Firâvân olan mâ-i cârîye denir; yukâlu: مَاءٌ هُزَهِزٌ وَهُزَاهِزٌ وَهُزْهُزٌ وَهَزْهَازٌ أَيْ كَثِيرٌ جَارٍ Ve
هُزَهِزٌ [huzehiz] (عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] vezninde) Cüst ve çâlâk adama denir; yukâlu: رَجُلٌ هُزَهِزٌ أَيْ خَفِيفٌ سَرِيعٌ Ve
هُزْهُزٌ [huzhuz] (هُدْهُدٌ [hudhud] vezninde) Dibi derin kuyuya denir; yukâlu: بِئْرٌ هُزْهُزٌ أَيْ بَعِيدَةُ الْقَعْرِ Ve
هَزْهَازٌ [hezhâz] Namlusu sâf ve mücellâ ve rahşân kılıca denir; yukâlu: سَيْفٌ هَزْهَازٌ أَيْ صَافٍ لَمَّاعٌ Ve
هَزْهَازٌ [Hezhâz] Bir kelbin ismidir.
اَلْهَزَاهِزُ [el-hezâhiz] (hâ’nın fethi ile زَلَازِلُ [zelâzil] vezni üzere) Şol fitnelerdir ki halâyıkı tahrîk eder.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı