اَلْمَوْضُوعُ [el-mevḋûʹ] Koymak maʹnâsına masdardır ki zikr olundu. Ve وَضْعٌ [vaḋʹ] gibi deve yularını çeneye çalıp başını yere eğip sürʹatle koşarak gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَضَعَ الْبَعِيرُ حَكَمَتَهُ وَضْعًا وَمَوْضُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا طَامَنَ رَأْسَهُ وَأَسْرَعَ Ve ticârette ziyâna uğramış adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مَوْضُوعٌ فِي التِّجَارَةِ أَيْ خَاسِرٌ Ve
مَوْضُوعٌ [Mevḋûʹ] ve
دَارَةُ مَوْضُوعٍ [Dâretu Mevḋûʹ] birer mevziʹlerdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı