اَلْمَدَاكُ [el-medâk] (mîm’in fethiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: دَاكَ الطِّيبَ يَدُوكُهُ دَوْكًا وَمَدَاكًا إِذَا سَحَقَهُ ve
مَدَاكٌ [medâk] Kezâlik şol taşa derler ki üzerinde tîb döverler. Ve
دَوْكٌ [devk] Halk birbirine karışıp seyrân ve devrân etmeğe dahi derler; yukâlu: بَاتَ الْقَوْمُ يَدُوكُونَ دَوْكًا إِذَا بَاتُوا فِي اخْتِلَاطٍ وَدَوَرَانٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı