رِجْلُ الْقَوْسِ [riclu’l-ḵavs] Yayın aşağı köşesine ıtlâk olunur; ve minhu yukâlu: فُلَانٌ لَا يَعْرِفُ يَدَ الْقَوْسِ مِنْ رِجْلِهَا أَيْ سِيَتَهَا الْعُلْيَا مِنَ السُّفْلَى Ve
رِجْلُ الْبَحْرِ [riclu’l-baḩr] Denizin körfezine denir ıtlâk olunur خَلِيجُ الْبَحْرِ [ḣalîcu’l-baḩr] maʹnâsına. Ve
رِجْلُ السَّهْمِ [riclu’s-sehm] Okun iki uçlarından her birine ıtlâk olunur. Ve
رِجْلُ الطَّائِرِ [riclu’ṯ-ṯâ΄ir] Deveye mahsûs bir gûne dağlağı ismidir. Ve
رِجْلُ الْجَرَادِ [riclu’l-cerâd] Bakla-i Yemâniyye’ye şebîh bir nebâttır ki زَرْنَبٌ [zerneb] ıtlâk olunan nebât olacaktır, Türkîde çekirge ayağı taʹbîr olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı