recʹat ~ رَجْعَةٌ

Kamus-ı Muhit - رجعة maddesi

اَلرِّجْعَةُ [er-ricʹat] (râ’nın kesri ve fethiyle) Zevcesini bir talâk yâhûd iki talâk tatlîk eden kimsenin mutallakasına rücûʹ eylemesine denir ki henüz ʹiddet münkazî olmaksızın riştesi kabzasında olan nikâh-ı mevcûdun devâmını taleb eylemekten ʹibârettir; yukâlu: هُوَ يَمْلِكُ الرِّجْعَةَ عَلَى زَوْجَتِهِ أَيْ عَوْدَهُ إِلَى مُطَلَّقَتِهِ Şârih der ki Ṡiḩâḩ’ta ve Miṡbâḩ’ta ve bu mâdde fethle efsah olduğu musarrahtır, lâkin mü΄ellif ʹindinde kesri ercahtır. Ve bu fi’l-asl binâ-i nevʹdir. Ve

رِجْعَةٌ [ricʹat] (râ’nın kesriyle) Şol işe yaramaz olan develere ıtlâk olunur ki pazarda onlara bir kimse ragbet ve iltifât eylememekle satılmayıp geri ricʹat olunalar. Burada رِجْعَةٌ [ricʹat], مَرْجُوعَةٌ [mercûʹat] maʹnâsınadır. Ve

رِجْعَةٌ [ricʹat] Satılmış devenin pahasıyla alınan nesneye denir, ke-mâ se-yuzkeru fî اَلْإِرْتِجَاعِ [el-irticâʹ].

Vankulu Lugatı - رجعة maddesi

اَلرَّجْعَةُ [er-recʹat] (râ’nın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Dünyâya geri gelmek; tekûlu: فُلَانٌ يُؤْمِنُ بِالرَّجْعَةِ أَيْ بِالرُّجُوعِ إِلَى الدُّنْيَا بَعْدَ الْمَوْتِ Ve

رَجْعَةٌ [recʹat] Cevâb gelmeğe dahi derler; minhu kavluhum: هَلْ جَاءَ رَجْعَةُ كِتَابِكَ أَيْ جَوَابُهُ Ve

رَجْعَةٌ [recʹat] Talâk-ı ricʹîde rücûʹ etmeğe dahi derler; tekûlu: لَهُ عَلَى امْرَأَتِهِ رَجْعَةٌ Ve kesr dahi lügattır, lâkin feth efsahtır.

اَلرِّجْعَةُ [er-ricʹat] (râ’nın kesri ve cîm’in sükûnuyla) Deve semeniyle satın alınan nesnedir. Ve

رِجْعَةٌ [ricʹat] Kezâlik ʹâmil, zekât veren kimsenin üzerine vâcib olan nesneden yâ ziyâde yâhûd nâkıs almaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı