اَلرَّصَعُ [er-reṡaʹ] (fethateynle) Hurmâ ağacının dibinde çıkan fidanlara denir; müfredi رَصَعَةٌ [reṡaʹat]tır. ʹAlâ-kavlin savâb olan ḋâd-ı muʹceme ile olmaktır. Mü΄ellif “ر،ض،ع” mâddesinde dahi resm eylemiştir. Vanḵulu merhûm اَلنَّخْلُ lafzını ihmâlle bulmakla bal arılarının yavrularıyla tercüme eylemiştir. Ve
رَصَعٌ [reṡaʹ] Masdar olur, yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَصِعَ بِالشَّيْءِ رَصَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَزِقَ بِهِ Ve tîb sürünmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَصِعَ بِالطِّيبِ إِذَا عَبِقَ بِهِ Ve hatun رَصْعَاءُ [raṡʹâ΄] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَصِعَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا كَانَتْ رَصْعَاءَ
اَلرَّصَعُ [er-reṡaʹ] (fethateynle) Yapışmak; yukâlu: رَصِعَ بِالشَّيْءِ يَرْصَعُ رَصَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَزِقَ بِهِ Ve
رَصَعٌ [reṡaʹ] Bal arısının yavrularına dahi derler فِرَاخُ نَحْلٍ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı