اَلرَّسَلُ [er-resel] (fethateynle) Her nesneden bir bölüğe ve bir sürbeye denir; cemʹi أَرْسَالٌ [ersâl]dir; yukâlu: رَسَلٌ مِنْهُ أَيْ قَطِيعَةٌ مِنْهُ Ve develere, ʹalâ-kavlin deveden ve koyun ve keçi kısmından bir sürüye denir; yukâlu: جَاءَ بِالرَّسَلِ أَيِ الْإِبِلِ وَالْقَطِيعِ مِنْهَا وَمِنَ الْغَنَمِ Ve
رَسَلٌ [resel] ve
رَسَالَةٌ [resâlet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) Masdar olur, deve su gibi hevâr ve mülâyim yürür olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَسِلَ الْبَعِيرُ رَسَلًا وَرَسَالَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ رَسَلًا Ve saç kıvırcık olmayıp sarkık olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَسِلَ الشَّعْرُ رَسَلًا وَرَسَالَةً إِذَا كَانَ رَسَلًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı