اَلرَّهَلُ [er-rehel] (fethateynle) Gövdenin eti sölpük ve muztarib olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَهِلَ لَحْمُهُ رَهَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اضْطَرَبَ وَاسْتَرْخَى Ve gövdenin eti kabarıp kabalanmak maʹnâsınadır ki semirip şişman olmaktan ʹibârettir yâhûd ʹilletsiz şişkin olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَهِلَ لَحْمُهُ إِذَا انْتَفَخَ أَوْ وَرِمَ مِنْ غَيْرِ دَاءٍ Ve
رَهَلٌ [rehel] Vilâdet ʹakibinde zuhûr eden son dedikleri sarı suya denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı