rekîb ~ رَكِيبٌ

Kamus-ı Muhit - ركيب maddesi

اَلرَّكِيبُ [er-rekîb] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Şey΄-i âhere terkîb yaʹnî vazʹ ve ilsâk olunan şey΄e denir, yüzüğe vazʹ olunan kaş gibi ve temren geçirilmiş ok gibi. Ve bir kimse ile berâberce davara binen kimseye denir ki hem-rikâb olacaktır. Ve tarlada evlek taʹbîr olunan kıtʹaya denir, مَشَارَةٌ [meşâret] maʹnâsına ki bostânlarda tahta taʹbîr olunur; ʹalâ-kavlin mezraʹa ve besâtînde vâkiʹ iki دَبْرَةٌ [debret]in yaʹnî iki مَشَارَةٌ [meşâret]in ve iki tahtanın aralığında cereyân eden cedvele denir ki ondan tahtalara su ifrâz ve icrâ olunur. Yâhûd iki hurmâlığın yâ iki bâgın mâ-beynine denir. Yâhûd tarlaya denir, مَزْرَعَةٌ [mezraʹat] maʹnâsına. Cemʹi رُكُبٌ [rukub] gelir كُتُبٌ [kutub] vezninde. Esâs’ın beyânına göre iki nehr beyninde olan ada tarzında tepeye denir. Ve

رَكِيبٌ [rekîb] Şol hurmâ ağaçlarına denir ki arkın kenârında yâhûd gayrı yerde mistarvârî sıra sıra dikilmiş ola; yukâlu: نَخْلٌ رَكِيبٌ إِذَا كَانَ قَدْ غُرِسَ سَطْرًا عَلَى جَدْوَلٍ أَوْ غَيْرِ جَدْوَلٍ Sâ΄ir eşcârda dahi istiʹmâl olunur. Kâğıdhâne cedveli kenârına ârâste olan kara ağaçlar gibi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı