اَلزَّفِيرُ [ez-zefîr] (zâ’nın fethiyle) Masdardır, niteki zikr olundu. Ve
زَفِيرٌ [zefîr] Âfet ve dâhiyeye ıtlâk olunur. Ve eşek kısmını âvâzının evveline denir ki idhâldir, niteki âhirine شَهِيقٌ [şehîḵ] denir ki ihrâcdır. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَشَهِيقٌ﴾
اَلزَّفِيرُ [ez-zefîr] (zâ’nın fethi ve fâ’nın kesriyle) Nefes şiddet sebebiyle müstagrak olmadır, yaʹnî nefesi alamamaktır. Ve
زَفِيرٌ [zefîr] Hımâr âvâzının evveli ve شَهِيقٌ [şehîḵ] hımâr âvâzının âhiridir, zîrâ زَفِيرٌ [zefîr] nefesi idhâl ve شَهِيقٌ [şehîḵ] ihrâcıdır; yukâlu: زَفَرَ يَزْفِرُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْضًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı