Żubbâ ~ ظُبَّي

Kamus-ı Muhit - ظبي maddesi

اَلظُّبَاءُ [eż-Żubâ΄] (عُلَاءٌ [ʹulâ΄] vezninde) ve

مَرْجُ الظِّبَاءِ [Mercu’ż-Żibâ΄] (كِسَاءٌ [kisâ΄] vezninde) ve

عِرْقُ الظُّبْيَةِ [ʹİrḵu’ż-Żubyet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) ve

ظُبَّي [Żubbâ] (رُبَّى [rubbâ] vezninde) ve

ظُبِيٌّ [Żubiyy] (دُلِيٌّ [duliyy] vezninde) Birer mevziʹlerdir.

اَلظَّبْيُ [eż-żaby] (żâ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Geyik taʹbîr olunan hayvâna denir; cemʹi أَظْبِي [ażbî] gelir hemzenin fethi ve bâ’nın kesriyle ve ظَبَيَاتٌ [żabeyât] gelir fetehâtla ve ظِبَاءٌ [żibâ΄] gelir żâ’nın kesriyle ve ظُبِيٌّ [żubiyy] gelir عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde. Ve

ظَبْيٌ [Żaby] Bir vâdî ismidir. Ve baʹzı ʹAraba mahsûs damga ve nişân ismidir. Ve bir recülün ve bir mevziʹin ismleridir. Mütercim der ki beyne’l-ʹArab: “بِهِ دَاءٌ ظَبْىٌ” meseldir, “Filânın aslâ derdi yoktur” diyecek yerde darb olunur, zîrâ âhû kısmının maraz-ı mevtinden gayrı marazı olmaz. Kezâlik düşmanın mihnetine müteʹallik kelâm işitildikte “لَا بِظَبْيٍ” derler, “Ona isâbet eden hâdise kendisine lâzım ve mü΄essir olsun” demektir, لَا كَانَ بِمِثْلِ الظَّبْيِ فِي سَلَامَتِهِ مِنْهُ takdîrindedir, hâsılı şemâtet mevkiʹinde darb olunur.

Vankulu Lugatı - ظبي maddesi

اَلْأَظْبِي [el-ażbî] (hemzenin fethi ve bâ’nın kesri ve meddiyle) Cemʹ-i kılleti; yukâlu: ثَلَاثُ أَظْبٍ Ve bu aslında أَفْعُلٌ [efʹul] vezni üzere idi, ʹayn’ın zammesin kesreye tebdîl ettiler sıyâneten li’l-yâ΄. Ve

ظَبْيٌ [żaby] ظَبْيَةٌ [żabyet]in dahi cemʹi gelir, ok uçları maʹnâsına, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı