اَلْعَقِيرَةُ [el-ʹaḵîret] (ʹayn’ın fethi ve ḵâf’ın kesri ve meddiyle) Kesilmiş incik, sâk-ı maktûʹa maʹnâsına. Ve
عَقِيرَةٌ [ʹaḵîret] Âvâz maʹnâsına da gelir; yukâlu: رَفَعَ فُلَانٌ عَقِيرَتَهُ أَيْ صَوْتَهُ Ve bunun aslı budur ki bir kimsenin ayağının biri katʹ olundukta kesilen ayağın kaldırıp öbür ayağı üzere koyup muhkem çağırdı. Binâ΄en ʹalâ-zâlik her muhkem çağıran kimse çağırdıkta رَفَعَ عَقِيرَتَهُ dediler. Ve
عَقِيرَةٌ [ʹaḵîret] Maktûl olan şerîf kimseye dahi derler; yukâlu: مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ عَقِيرَةً وَسَطَ قَوْمٍ Yaʹnî bu gün katl olunan recül-i şerîf gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı