ʹaḵîḵat ~ عَقِيَقَةٌ

Kamus-ı Muhit - عقيقة maddesi

Mütercim der ki şakk maʹnâsından me΄hûzdur; ve minhu “اَلْغُلاَمُ مُرْتَهَنٌ بِعَقِيقَتِهِ” أَيْ إِنَّ أَبَاهُ يُحْرَمُ شَفَاعَةَ وَلَدِهِ إِذَا لَمْ يَعُقَّ عَنْهُ وَهِيَ الشَّاةُ الَّتِي تُذْبَحُ عِنْدَ حَلْقِ شَعْرِ الْمَوْلُودِ Resûlullâh sallallâhu ʹaleyhi ve sellem hazretleri dâ΄imâ kabîh isimleri hasene tagyîr eylemeleriyle عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat]ı dahi نَسِيكَةٌ [nesîket]e tahvîl buyurdular. Ve عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat]ın sıfât ve şurûtu Şirʹatu’l-İslâm nâm kitâbda mufassalan meşrûhtur. İntehâ. Ve

عَقِيقَةُ الْبَرْقِ [ʹaḵîḵatu’l-berḵ] Şimşeğin sehâb içre kalan uzun şuʹâʹına ıtlâk olunur. ʹArablar ona teşbîhle tâb-dâr kılıçlara عَقَائِقُ [ʹaḵâ΄iḵ] ıtlâk ederler. Ve

عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat] Su tulumuna ve azık dağarcığına denir. Ve ırmağa denir, نَهْرٌ [nehr] maʹnâsına. Ve sevbden yırtılıp koparıldığı hînde sargı tarzında kopan bez parçasına denir. Ve sünnet olan çocuğun sünnet derisine denir. Ve havâya doğru atılan oka denir. Şârihin beyânına göre bu mahsûs oktur ki Câhiliyye’de ona سَهْمُ الْإِعْتِذَارِ [sehmu’l-iʹtižâr] dahi derler idi, ʹâdât-ı Câhiliyye’den diyet-i katîle müteʹallik bir mâdde zımnında havâya bir ok atarlar idi. Beynlerinde müteʹâref olan vech üzere nüzûl eder ise rızâ-dâde olurlar idi.

Vankulu Lugatı - عقيقة maddesi

اَلْعَقِيقَةُ [el-ʹaḵîḵat] (ʹayn’ın fethi ve ḵâf’ın kesri ve meddiyle) Ana karnından çıkan tüydür gerek benî âdemde olsun gerek hayvânda olsun, şaʹr-ı mevlûd maʹnâsına. Ve

عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat] Şol oka derler ki göğe atarlar imiş, nitekim tafsîli ʹan-karîb gelir inşâallâhu taʹâlâ. Ve

عَقِيَقَةٌ [ʹaḵîḵat] Deveye ʹalef ettikleri mülâyim çekirdeğe dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı