ġasaḵ ~ غَسَقٌ

Kamus-ı Muhit - غسق maddesi

اَلْغَسَقُ [el-ġasaḵ] (fethateynle) Gecenin ibtidâ karanlığına denir; yukâlu: مِنَ الْغَسَقِ إِلَى الْفَلَقِ أَيْ مِنْ ظُلْمَةِ أَوَّلِ اللَّيْلِ Ve

غَسَقٌ [ġasaḵ] Buğday içinde زُؤَانٌ [zu΄ân] ve karamuk gibi zâ΄id nesneye denir. Müfredât-ı sâ΄ire beyânına göre karamuk olacaktır.

اَلْغُسُوقُ [el-ġusûḵ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْغَسَقَانُ [el-ġaseḵân] (fetehâtla) Göz dumanlanıp seçmez olmak yâhûd yaşarmak maʹnâsınadır; zulmet maʹnâsından me΄hûzdur; yukâlu: غَسَقَتْ عَيْنُهُ وَغَسِقَتْ غُسُوقًا وَغَسَقَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا أَظْلَمَتْ أَوْ دَمَعَتْ Ve

غَسَقَانٌ [ġaseḵân] Yaradan sarı su akmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَسِقَ الْجُرْحُ غَسَقَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَالَ مِنْهُ مَاءٌ أَصْفَرُ Ve

غَسْقٌ [ġasḵ] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde) ve

غَسَقَانٌ [ġaseḵân] (fetehâtla) Bulut yağmur çisentiletmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَسَقَتِ السَّمَاءُ غَسْقًا وَغَسَقَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَرَشَّتْ Ve memeden süt dökülmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَسَقَ اللَّبَنُ إِذَا انْصَبَّ مِنَ الضَّرْعِ Ve

غَسْقٌ [ġasḵ] ve fethateynle

Vankulu Lugatı - غسق maddesi

اَلْغُسُوقُ [el-ġusûḵ] (zammeteynle) Gece ibtidâ karanu olmak; yukâlu: غَسَقَ اللَّيْلُ يَغْسِقُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَظْلَمَ Ve

غَسَقٌ [ġasaḵ] Göz karanu olmağa dahi derler; yukâlu: غَسِقَتْ عَيْنُهُ إِذَا أَظْلَمَتْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı