اَلْكَدْسُ [el-keds] (kâf’ın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Ağır yüklü dâbbeyi sürʹatle yürütmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَدَسَ الدَّابَّةَ كَدْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَسْرَعَهَا فِي السَّيْرِ مُثْقَلَةً Ve
كَدْسٌ [keds] ve
كُدَاسٌ [kudâs] (kâf’ın zammıyla) Behâyim kısmı aksırmak maʹnâsınadır; kâlîlen insânda dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: كَدَسَ الضَّأْنُ كَدْسًا وَكُدَاسًا إِذَا عَطَسَ Ve yere yıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَدَسَ بِهِ إِذَا صَرَعَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı