اَلْجَوِيُّ [el-ceviyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) جَوَى [cevâ] ʹârızalarından birine uğramış adama denir; yukâlu: رَجُلٌ جَوِيٌّ وَجَوًى إِذَا أَصَابَهُ الْجَوَى وَالْأَخِيرُ وَصْفٌ بِالْمَصْدَرِ
اَلْجَوِي [el-cevî] (cîm’in fethi ve vâv’ın kesri ve yâ’nın tahfîfiyle) Müntin ve bed-râyiha suya denir.
اَلْجَوِي [el-cevî] (cîm’in fethi ve vâv’ın kesri ve meddiyle) Vecde gelen kimse; yukâlu: جَوِيَ فَهُوَ جَوٍ مِثْلُ دَوٍ فِي الْوَزْنِ وَالْمَعْنَى Ve bu sebebden mütegayyir olup bed râyiha olan suya dahi جَوِي derler, آجِنٌ [âcin] gibi, lâkin جَوِي [cevî] tagayyür-i râyihada eşedd olandır. Ve baʹzı nüshada آجِنٌ [âcin] bedeline جِيَةٌ [ciyet] vâkiʹ olmuştur kesr-i cîm’le lâkin asahh olan zikr olunandır, zîrâ جِيَةٌ [ciyet]te tagayyür-i râyiha muʹteber değildir, ʹalâ-mâ se-yecî΄u inşâallâhu taʹâlâ.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı