اَلْجَوْنَةُ [el-cevnet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Güneşe denir; yukâlu: طَلَعَتِ الْجَوْنَةُ أَيِ الشَّمْسُ Ve kırmızı nesneye denir. Ve kömüre denir. Ve Mekke ile Ṯâ΄if beyninde bir karye adıdır.
اَلْجُونَةُ [el-cûnet] (cîm’in zammıyla) At kısmında olan yağızlığa denir. Ve ʹattâr tablasına denir. Bunun aslı mehmûzdur; cemʹi جُوَنٌ [cuven]dir, صُرَدٌ [ṡured] vezninde. Ve küçük dağa denir.
اَلْجُونَةُ [el-cûnet] (cîm’in fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Güneşin cirmi, عَيْنُ الشَّمْسِ maʹnâsına. Ve mezbûreye جُونَةٌ [cûnet] dedikleri ʹinde’l-gurûb siyâha battığı içindir. Ve
جُونَةٌ [cûnet] Şol küpeye dahi derler ki ziftle tılâ olunmuş ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı