اَلْإِقْتِضَابُ [el-iḵtiḋâb] (hemzenin kesriyle ve ḵâf’ın sükûnuyla) Kezâlik kesmek maʹnâsına; yukâlu: إِقْتَضَبَهُ أَيْ قَطَعَهُ مِنَ الشَّيْءِ Ve
إِقْتِضَابُ كَلَامٍ [iḵtiḋâbu kelâm] Kelâmı bedîheten söylemektir; yukâlu: هَذَا شَعْرٌ مُقْتَضَبٌ وَكِتَابٌ مُقْتَضَبٌ Yaʹnî bedîheten denilmiş şiʹrdir ve bedîheten denilmiş kitâbdır. Ve
إِقْتِضَابٌ [iḵtiḋâb] Baş bilmeyen nâkaya binmek; yukâlu: إِقْتَضَبْتُ النَّاقَةَ أَيْ رَكِبْتُهَا قَبْلَ أَنْ تُرَاضَ Ve رِيَاضٌ [riyâḋ] râ’nın kesriyle ve ḋâd-ı muʹceme ile davar baş bilmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı