el-ġamûs ~ اَلْغَمُوسُ

Kamus-ı Muhit - الغموس maddesi

اَلْغَمُوسُ [el-ġamûs] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Daldırıcı şey΄e denir. Bu münâsebetle bilerek kasda makrûn nâ-hak yere olan yemîne vasf oldu, sâhibini günâha baʹdehu nâr-ı cehenneme daldırdığı için. ʹAlâ-kavlin gayrın hukûkunu katʹ ve ibtâl için olan yalan yemîne ıtlâk olunur. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîs: اَلْيَمِينُ الْغَمُوسُ تَذَرُ الدِّيَارَ بَلاَقِعَḢ وَهِيَ الَّتِي تَغْمِسُ صَاحِبَهَا فِي الْإِثْمِ ثُمَّ فِي النَّارِ أَوِ الَّتِي تَقْتَطِعُ بِهَا مَالَ غَيْرِكَ وَهِيَ الْكَاذِبَةُ الَّتِي يَتَعَمَّدُ[هَا] صَاحِبُهَا عَالِمًا بِأَنَّ الْأَمْرَ بِخِلاَفِهِ Ve

غَمُوسٌ [ġamûs] Şiddet ve mihnete daldırıcı emr-i şedîde ıtlâk olunur; yukâlu: أَمْرٌ غَمُوسٌ أَيْ شَدِيدٌ غَامِسٌ فِي الشِّدَّةِ Ve doğurması takarrüb edince kadar gebeliği belli olmayan nâkaya ıtlâk olunur, şübheye daldırdığı için yâhûd veledi batnında ketm eylediği için; yukâlu: نَاقَةٌ غَمُوسٌ إِذَا كَانَتْ لاَ يُسْتَبَانُ حَمْلُهَا Ve iliği eriyip tebâh mı olmuş yoksa kurumuş mudur diye şekk ve iştibâh olunan nâkaya ıtlâk olunur; yukâlu: نَاقَةٌ غَمُوسٌ إِذَا كَانَتْ يُشَكُّ فِي مُخِّهَا أَرِيرٌ أَمْ قَصِيدٌ Ve şol nâkaya ıtlâk olunur ki batnında gerçi veled olup lâkin ʹalâmeti olmak üzere kuyruğunu kaldırmaz olmakla gebeliği belli olmaya ve bu maʹnâ-yı evvele mugâyirdir; yukâlu: نَاقَةٌ غَمُوسٌ إِذَا كَانَ فِي بَطْنِهَا وَلَدٌ وَهِيَ لاَ تَشُولُ فَيَبِينَ Ve içeriye işleyen taʹneye vasf olur; yukâlu: طَعْنَةٌ غَمُوسٌ أَيْ نَافِذَةٌ

Vankulu Lugatı - الغموس maddesi

اَلْغَمُوسُ [el-ġamûs] (ġayn’ın fethi ve mîm’in zammı ve meddiyle) Şedîd olan nesne. Ve

يَمِينٌ غَمُوسٌ [yemînun ġamûs] Şol yemîne derler ki sâhibin günâha gark ede. Ve

طَعْنَةٌ غَمُوسٌ [ṯaʹnetun ġamûs] Şol sançmaktır ki bir cânibinden öte cânibine geçe. Ve

نَاقَةٌ غَمُوسٌ [nâḵatun ġamûs] Ol nâkaya derler ki hamli zâhir olmaya, doğurması karîb oluncaya dek.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı