el-ġaydâḵ ~ اَلْغَيْدَاقُ

Kamus-ı Muhit - الغيداق maddesi

اَلْغَيْدَقُ [el-ġaydaḵ] ve

اَلْغَيْدَقَانُ [el-ġaydeḵân] (ġayn’ın ve dâl’ın fethiyle) ve

اَلْغَيْدَاقُ [el-ġaydâḵ] (بَيْطَارٌ [beyṯâr] vezninde) Ter ü tâze civâna denir. Ve civânlığa vasf olur; yukâlu: شَابٌّ وَشَبَابٌ غَيْدَقٌ وَغَيْدَقَانٌ وَغَيْدَاقٌ أَيْ نَاعِمٌ Ve

غَيْدَاقٌ [ġaydâḵ] Kerîm ve muhsin adama vasf olur; yukâlu: رَجُلٌ غَيْدَاقٌ أَيْ كَرِيمٌ Ve keler yavrusuna denir. Ve gerimli uzun ata denir; yukâlu: فَرَسٌ غَيْدَاقٌ أَيْ طَوِيلٌ Ve

غَيْدَقَانٌ [ġaydeḵân] Kerîmü’l-huluk olan tâze civâna denir; yukâlu: شَابٌّ غَيْدَقَانٌ أَيْ نَاعِمٌ كَرِيمُ الْخُلُقِ

Vankulu Lugatı - الغيداق maddesi

اَلْغَيْدَاقُ [el-ġaydâḵ] (ġayn’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Bi-maʹnâhu; yukâlu: شَابٌّ غَيْدَقٌ وَغَيْدَاقٌ إِذَا كَانَ نَاعِمًا Ve

غَيْدَاقٌ [ġaydâḵ] Recül-i kerîme dahi derler. Ve kelerin veledine dahi derler, beççe-i sûsmâr maʹnâsına. Ebû Zeyd eyitti: Keler yavrusunun evveline حِسْلٌ [ḩisl] derler ḩâ΄ ve sîn-i mühmeleteynle, baʹdehu غَيْدَاقٌ [ġaydâḵ] derler, baʹdehu مُطَبِّخٌ [muṯabbiḣ] derler, baʹdehu ضَبٌّ [ḋabb] derler. Ve Ebû Zeyd مُطَبِّخٌ [muṯabbiḣ]ten sonra خُضَرِمٌ [ḣuḋarim]i zikr etmedi, egerçi Ḣalef-i Aḩmer zikr etmiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı