el-ġayeb ~ اَلْغَيَبُ

Kamus-ı Muhit - الغيب maddesi

اَلْغُيَّبُ [el-ġuyyeb] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) ve

اَلْغُيَّابُ [el-ġuyyâb] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) ve

اَلْغَيَبُ [el-ġayeb] (fethateynle) Cemʹ-i ism-i fâʹillerdir, غَائِبُونَ [ġâ΄ibûn] maʹnâsına ki غَائِبٌ [ġâ΄ib]in cemʹidir; yukâlu: قَوْمٌ غُيَّبٌ وَغُيَّابٌ وَغَيَبٌ أَيْ غَائِبُونَ

اَلْغَيْبُ [el-ġayb] (رَيْبٌ [reyb] vezninde) Şekk ve gümân maʹnâsına ismdir ki bir husûsta iki taraf şübhede müsâvî olmaktan ʹibârettir. Cemʹi غِيَابٌ [ġiyâb] gelir ve غُيُوبٌ [ġuyûb] gelir; tekûlu: أَخَذَنِي مِنْهُ غَيْبٌ أَيْ شَكٌّ Ve

غَيْبٌ [ġayb] Belirsiz, gâ΄ib ve nâ-bedîd olan şey΄e denir; yukâlu: سَمِعْتُ صَوْتًا مِنْ وَرَاءِ الْغَيْبِ وَهُوَ كُلُّ مَا غَابَ عَنْكَ Şârih der ki gûyâ masdar bi-maʹnâ fâʹildir yâhûd aslı غَيِّبٌ [ġayyib]dir, feyʹil vezninde, baʹdehu tahfîf olunmuştur, مَيْتٌ [meyt] ve قَيْلٌ [ḵayl] kelimelerinde olduğu gibi. Ve

غَيْبٌ [ġayb] Yüksek tepeler ve bayırlar aralığında olan oturaklı düzce yere ıtlâk olunur. Ve

غَيْبٌ [ġayb] Masdar olur, belirsiz, gâ΄ib ve nâ-bedîd olmak maʹnâsına.

Vankulu Lugatı - الغيب maddesi

اَلْغَيْبُ [el-ġayb] (bi’l-fethi) ve

اَلْغَيْبَةُ [el-ġaybet] (kezâlik bi’l-fethi) ve

اَلْغَيَابُ [el-ġayâb] ve

اَلْغُيُوبُ [el-ġuyûb] (bi-fethi’l-ġayni fi’l-evveli ve zammihâ fi’s-sânî) ve

اَلْمَغِيبُ [el-maġîb] (bi-fethi’l-mîm ve kesri’l-ġayn) Gâyib olmak; tekûlu: غَابَ عَنْهُ غَيْبًا وَغَيْبَةً وَغَيَابًا وَغُيُوبًا وَمَغِيبًا Ve gün dolunmak maʹnâsına da istiʹmâl olunur; yukâlu: غَابَتِ الشَّمْسُ أَيْ غَرَبَتْ Ve

غَيْبٌ [ġayb] Düz yere dahi derler, arz-ı mutma΄inne maʹnâsına. Ve

اَلْغُيَّبُ [el-ġuyyeb] (ġayn’ın zammı ve yâ’nın fethi ve teşdîdiyle) ve

اَلْغُيَّابُ [el-ġuyyâb] (ġayn’ın zammı ve yâ’nın teşdîdiyle) ve

اَلْغَيَبُ [el-ġayeb] (fethateynle) غَائِبٌ [ġâ΄ib]in cemʹi. Ve yâ elife kalb olunmadı yâ müteharrik olup mâ-kabli meftûh iken, zîrâ غَيَبٌ [ġayeb] صَيَدٌ [ṡayed]e teşbîh olunmuştur ki صَيَدٌ [ṡayed] masdardır بَعِيرٌ أَصْيَدُ den me΄hûzdur. Ve masdarda kalb olunmadığı asla delâlet eylesin içindir. Ve egerçi غَيَبٌ [ġayeb] cemʹ ve صَيَدٌ [ṡayed] masdardır velâkin câ΄izdir ki غَيَبٌ [ġayeb]le dahi masdar niyyet oluna. Ve أَصْيَدُ [aṡyed] şol deveye derler ki başın sağına ve soluna tahrîk edemeye li-marazin. Ve bu sebebden أَصْيَدُ [aṡyed] melike dahi ıtlâk olunur, kibrinden ötürü sağa ve sola iltifât etmediği için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı